Yörüngede
, Samantha Harvey'in "Yörüngede" adlı romanından astronotların Dünya'ya bakış açılarına dair bir örnek verebilirim:
Astronotlardan biri olan Nell, Dünya'yı uzay boşluğundan ilk kez gördüğünde yaşadığı deneyimi şöyle ifade ediyor:
> "...Ona yukarıdan bakmak, onu bir harita gibi değil, yaşayan bir şey gibi görmekti. Mavi ve beyaz girdaplarla kaplı, kendi atmosferinin incecik, kırılgan bir zarının içinde asılı duran bir küre. O kadar güzel ve o kadar yalnız görünüyordu ki, birden onun için bir tür tarifsiz bir sevgi hissettim. Bütün o karmaşası, savaşları, sevinçleri ve acılarıyla birlikte, işte oradaydı. Ve biz, o küçük uzay gemisinin içinde, o muazzam boşlukta ona tutunmuş, onun bir parçasıydık. O an, kendimi hem inanılmaz derecede küçük hem de inanılmaz derecede bağlı hissettim."
>
Bu alıntı, yörüngedeki astronotların Dünya'ya olan bakış açısının nasıl değiştiğini gösteriyor. Gündelik hayatta içindeyken fark etmediğimiz gezegenin bütünlüğünü, kırılganlığını ve eşsizliğini uzaydan gözlemlemek, onlarda derin bir hayranlık ve bağlılık duygusu uyandırıyor. Dünya artık sadece üzerinde yaşadıkları bir yer değil, aynı zamanda uzayın sonsuz boşluğunda var olmaya çalışan değerli bir varlık haline geliyor. Bu da onların kendi varlıklarını ve insanlığın yerini evrende farklı bir perspektiften değerlendirmelerine yol açıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder