Ruh Yoldaşıma (BS da)

Anne, dünya denen bu nehri geçmem için vücudum olan tekneyi geçiş bitince terkedeceğim.  Ve ondan sonra o aydınlık  mahperisi, kabuğu incisi için kıracak.
      ‘’ Oğul, gönlü kırılmış oğlum! Sen biten günlerin için ağlama, gelecek günlerine sevin!
      ‘’ Anne, oyunumda tat kalmadı. Onun için sana geldim. Anne, yanıma otur ve bana çocukken anlattığın  masalda geçen deniz derinliklerindeki Mavi Şehri anlat. Bu şehir nerede?  Hangi kralın ülkesi? Hangi denizin kıyısına gideyim anne? ‘’
       Kıyıda balıkçılar işaretledikleri yerlere giymeye hazır beklemekte. Kumların üstünde parça                    parça ayak izleri. Böyle bulutlu bir günde denizin anası (Medusa) benim rotamı çizer mi? İşte işte! Kralın genç oğlu Yunus’una binmiş, bilemediğim derin maviliklerden geliyor. Prensesini aramaya gidiyor. Gözlerimin önüne getiriyorum. Ve fırtınalar kopuyor. Yağmur sicim gibi yağıyor. Şimşek mi? Ani bir hüzün, iztirap! Genç prens, prensesin peşinden, Mavi Şehir’den geleceğe, balinasıyla giderken, ben, ancak ayaklarımı suya sokabildim. Akşam oldu. Balıkçılar evlerine döndü. Kulübelerinin saçakları altında çaylarını içiyor.
        ‘’ Anne, ben büyüdüm artık! Bu gün, anne, anlat. Mavi şehir nerede?’’
                                                            --------------------------------
                                                                 -----------------

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Analog Dünya

Prizren ve Prizren - Ak Güvercin Olsaydım. (Tem Metin)

Köfteci Hamil ve Ekmek Teknesi