Köfteci Hamil ve Ekmek Teknesi
ekmek teknesi
" Hamil ve Ekmek Teknesi"
Her sabah güneş henüz mahalleye tam olarak doğmadan, köşedeki dar sokakta o görünür. Kırmızı üç tekerlekli motoruyla gelir, titizlikle yerleştirdiği malzemelerini çıkarır ve minik tezgâhını açar. Mahalleli ona "Usta" der. Çoğu, adını bile bilmez ama ekmek arası ciğer, köfte ya da tavuk denildi mi, Usta’dan iyisi yoktur.
Bir sıradanlık içinde öne çıkabilen nadir insanlardan biridir. Tezgâhı küçük ama düzenlidir; her şeyi yerli yerindedir. Sos şişeleri tertemiz, malzemeler taze, ekmekler çıtır. “Temizlik imandan gelir,” derken gülümser hep; onun tezgâhından bir şey yiyen herkes bilir ki Usta, yemeğe yalnızca lezzet değil, özen de katar.
Usta’nın tezgâhı sadece bir yemek noktası değildir; mahalledeki herkesin uğrak yeridir. Öğrenciler okula giderken buradan bir köfte ekmek kapar, esnaf dükkânını açmadan önce tavuk dürümle sabahını yapar. Yaşlı amcalar bazen sadece selam verip birkaç dakika sohbet etmek için bile uğrar.
Ama kimse Usta’nın geçmişini bilmez. Sessizdir, anlatmaz pek. Bazı akşamlar, hava kararırken, gözleri uzaklara dalar gibi olur. "Bir zamanlar başka bir yerde mi yaşadı?" diye sorar insanlar kendi aralarında. Belki bir restoran işletmiş, belki büyük bir aşçıymış, ama bir gün her şeyi bırakıp bu sokak tezgâhına dönmüş.
Bir gün, Usta'nın tezgâhına genç bir kadın yanaşır. Uzun zamandır görmediği eski bir dost gibidir yüzündeki ifade. “Seni bulacağıma inanmıyordum,” der. Meğer yıllar önce başka bir şehirde Usta’nın restoranında çalışmıştır. Kadın, onun o zamanki maharetinden bahseder, nasıl da en meşhur mekânlarda bile adı anılırmış.
“Peki, neden buradasın?” diye sorar kadın şaşkınlıkla.
Usta hafif bir gülümsemeyle cevap verir: “Bazen en güzel şey, küçük bir köşede kendin olabilmektir.”
O sırada kadın gitmeye başlamıştır. , Usta eline iki dürüm alıp arkasından seslenir: “Bunlar benden olsun. Eski günlerin hatırına.”
Mahalleli için Usta'nın geçmişi ya da neden burada olduğu pek önemli değildir. Onlar için o, her sabah tezgâhını açıp sokaklarına lezzet ve sıcaklık getiren biridir. Özenle hazırladığı her ekmek arası, mahalleye yayılan bir mutluluğun parçasıdır. Herkes bilir ki Usta’nın tezgâhı sadece bir yemek arabası değil; burası, hayatın bir mola verdiği, gülümsemelerin bedava olduğu bir duraktır.
Ve her akşam, tezgâhını toplarken o aynı sözle veda eder:
"Yarın yine buradayız, aynı saatte."
Yorumlar
Yorum Gönder