Son Anda 3.versiyon
işte hikâyenin Ela’nın iç monologlarıyla anlatılan versiyonu:3.Bölüm
---
“Son Anda – Ela’nın Anlatımıyla”
Ne zaman onunla göz göze gelsem içimde garip bir sızı olurdu. Sevgi miydi, yoksa sahip olma arzusu mu, hâlâ tam olarak ayırt edemiyorum. Ama bildiğim bir şey varsa, o da onun benden başka birine bakmasına bile tahammül edemediğimdi.
Baran.
O benim hayatımın ortasında bir fırtına gibi durdu. Beni hem sarstı hem tuttu. Onu sevdiğim kadar kıskandım. Ve bu, bir süre sonra yavaş yavaş içimi kemiren sessiz bir zehire dönüştü. Bunu fark ettiğini düşündüm bazen. Ama hiç konuşmadı. Belki o da içinden içe korkuyordu.
Ne zaman tartışsak, “Yoruldum,” derdi. Ama ben de yoruluyordum. Sadece onun gibi kolayca çekip gidemiyordum.
O gece “Gidelim,” dedim. Her şeyden. İnsanlardan, şehirden, bu geçmişten. Beraber bir sıfırdan başlayalım. Düşünsene, dedim içimden, bir tren biletiyle geçmişimizi silsek… olur mu?
“Hiçbir yere,” dedim ona. “Her yer olur.” Çünkü ben onunla her yerde yaşayabilirdim. Ama bir ses de fısıldıyordu: Ya o seninle yaşayamazsa?
O sabah istasyona yürürken yüreğimde bir sızı vardı. Ama kararlıydım. Son bir kez onunla bakıştım. Ne düşündüğünü çözemedim. O hep susardı.
İç sesim: "Lütfen gel… Sonunda bir kere beni seç."
Tren geldi. Kapılar açıldı. Adım attım. Bir ayağım içeride, bir ayağım dışarıdaydı. Döndüm.
O hâlâ oradaydı. Donmuş gibi.
Baran, ne olur yapma bunu bana.
Sadece bir adım… Sadece bir bakış…
Yine mi kaçıyorsun?
Sormayacağım. Bu sefer sormayacağım.
“Geliyor musun?” demeyeceğim.
Çünkü içimden bir ses, zaten cevabı bildiğimi söylüyor.
Ve tren kapıları kapandı.
O, orada kaldı.
Ben… gidiyorum.
Camdan dışarı bakarken içimde bir şey kırıldı. Küçük, sessiz bir yer. Belki yıllar sonra hâlâ acıyacak.
“Sevgi saklanabiliyor. Ama nefret… o içten içe büyüyor.”
Belki onu gerçekten sevdim.
Belki o da beni sevdi.
Ama bazen sevgi yetmiyor.
Yorumlar
Yorum Gönder