Otuz İkinci Sözün Üçüncü Mevkıfı'ndan

Hem dahi, ey bedbaht ehl-i dalalet ve gaflet!...''Gayr-ı meşru bir muhabbetin neticesi, merhametsiz azap çekmektir.'' kaidesi sırrınca; siz, fıtratınızdaki Cenab-ı Hakkın zat ve sıfat ve esmasına sarf edilecek muhabbet ve marifet istidadına ve şükür ve ibadat cıhazatını, nefsine ve  dünyaya gayr-i meşru bir surette sarf ettiğinizden, bilistihkak cezasını çekiyorsunuz.Çünkü: Cenab-ı Hakka ait muhabbeti nefsinize verdiniz. Mahbubunuz olan nefsinizin hadsiz belasını çekiyorsunuz. Çünki: Hakiki bir rahatı, o mahbubunuza vermiyorsunuz. Hem onu, hakiki mahbub olan Kadir-i Mutlak'a tevekkül ile teslim etmiyorsunuz. Daima elem çekiyorsunuz. Hem Cenab-ı Hakkın esma ve sıfatına ait muhabbeti, dünyaya verdiniz ve asar-  san'atını, alemin esbabına taksim ettiniz; belasını çekiyorsunuz. Çünki: O hadsiz mahbublarınızın bir kısmı, size ''Allaha ısmarladık.'' demeyip, size arkasını çevirip, bırakıp gidiyor. Bir kısmı sizi hiç tanımıyor. Tanısa da sizi sevmiyor. Sevse de size bir fayda vermiyor. Daima hadsiz firaklardan ve ümitsiz dönmemek üzere zevallerden azap çekiyorsunuz.Amma Kur'anın cadde-i nuraniyesi ise: Bütün ehl-i dalaletin çektiği yaraları, hakaik-ı imaniye ile tedavi eder. Bütün evvelki yoldaki zulümatı dağıtır. Bütün dalalet ve helaket kapılarını kapatır. Şöyle ki:.........Said Nursi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sofya Tolstoy Anıları. ( Tam metin)

Son Durak - Tolstoy'un Son Yılı,,- tam metin, sesli okunuşunu YouTube' tan dinleyenilirsimiz-

İZMİR' Lİ BİR ŞAİR VE ROMANCI VE ÖYKÜCÜ NECATİ CUMALI...