gaza

...
    Şehir bombalarla yıkılmış moloz yığını haline gelmişti. Sağ kalan insanlar yapabildikleri barakalarda kalıyordu. Açlık vardı. Bir zamanlar batan güneşin kan kırmızı ışıkları, şehrin üzerine yayıldığında, insanlar, umutla, gelecek özgür günler adına, evlerinde, sıcak yuvalarında huzurla yaşıyordu. Ama şimdi beyazadamın öksürüğü hiç eksik olmuyordu... Boğucu bir öksürük!
    Yağmur da yağmaya başladı. Naylonlarla çevrili barakanın içinden saçları dağınık bir kız çocuğu başını uzatmış, dışarısını seyrediyordu!!!!???

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Analog Dünya

Eski Fahrettin Altay(Üçkuyular)

İZMİR' Lİ BİR ŞAİR VE ROMANCI VE ÖYKÜCÜ NECATİ CUMALI...