Rim'in Gölgesi
Rim’in Gölgesi Savaşın harap ettiği topraklarda, saray artık ihtişamını yitirmişti. Yıllar boyu sessizliğe gömülen bu taş duvarlar, eski görkemli günlerini hatırlayamıyordu. Eğer konuşabilseydi, içinde biriken kötülüğü haykırırdı. Sarayın hükmettiği kavim, kötüye sürüklenmiş ve karanlık bir mirasın taşıyıcısı olmuştu. Babadan oğula geçen kan, korku ve zulmün ta kendisiydi. Ve bu karanlık artık sadece kendi içlerinde kalmamış, çevresine de sirayet etmişti. Öyle ki, hiçbir halk bu kötülüğün dokunduğu yerden sağ çıkamamıştı. Ancak bir şeyler değişmek üzereydi. Karamsar halklar, son dönemde yaşananları zihninden silemiyordu. Temiz ve umut dolu olan Rim, onların aklına geldikçe içlerini derin bir pişmanlık kemiriyordu. Rim, içlerindeki en saf olan, kötülüğe karşı durmaya çalışan bir genç kızdı. Ancak katılaşmış yürekler ve ellerine hançer sinmiş zalimler, Rim’in hayatını sona erdirmişti. Rim’in ölümü, başka kavimler içinde de unutulmaz bir iz bırakmıştı. Halk, her şeyin çok...