PRİZREN ve AHMET COŞO

Ahmet Coşo, başka şehirlere gittiğinde bir hafta bazen iki hafta evden uzak kalırdı. Eve dönüşlerinde, içini tatlı bir ferahlık kaplardı. Prizren'e yaklaştıkça, ılık, asude bir şehre gittiğini duyardı. Yüzünde hafif bir gülümseme olur, kalbi yumuşardı.
İşte Prizren...Prizren muhabbetti. Bu topraklardan nice saltanatlar nice hükümdarlar geçmiş, zulümat dolu yıllar bu toprakları kan gölüne çevirmişti. Ama Prizren oradaydı. Ve buradaki insanlar yıllarca birlikte yaşamıştı. Ebediyen Balkanların sevdalı şehri olarak kalacaktı.
İkindiye yakın eve geldi. Hayriye sofada oturuyordu. Kocasının geldiğini görünce yavaşça balkona çıktı.
-Hoş geldin. Sefalar getirdin
-Hoş bulduk Hayriye. Nasılsın?
-İyi be iyi.
Güvercinlerin kafesi açıktı. Coşo'yu görünce hepsi birden dışarı hücum etti. Bazıları omuzuna kondu. Bulabildiği az yemle yemledi. Hado'nun sofada söylediği:
Ak güvercin olsaydım
Pencereye konsaydım
Penceren pek yüksekte
Yar dizine konsaydım.........türküsü kulağına geliyordu. Koca dutun altına oturdu. Güldane'de kahvesini getirdi...
                                                                          PRİZREN VE PRİZREN isimli kitaptan alıntı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sofya Tolstoy Anıları. ( Tam metin)

Son Durak - Tolstoy'un Son Yılı,,- tam metin, sesli okunuşunu YouTube' tan dinleyenilirsimiz-

İZMİR' Lİ BİR ŞAİR VE ROMANCI VE ÖYKÜCÜ NECATİ CUMALI...