Kayıtlar

Ağustos, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ahmet Coşo, Göç vakti

   Ahmet Coşo, atının başını okşadı,gözlerine baktı. Dori'nin gözleri merhametle bakıyor, başını aşağıya indirip kaldırıyordu. Ayrılacaklarını, Coşoyu bir daha göremiyeceğini anlamış gibiydi. Coşo, başını atın alnına dayadı.     Sabahın erken saatkeriydi. Ani şimşek parıltılarıyla gökyüzü aydınlandı. Bu ürküten erken şafak vaktinde Coşo ailesinin buradaki günlerinin sona erdiğini  bildirir gibiydi. Şimşek de yağmurun yapacağını haber veriyordu... Ayrılık bir ölüm gibi girmişti aile yakınlarına,. Bu sayfa burada kapanacak yeni sayfa açılacaktı. Gittiği yerin onu aydınlıkla karşılayacağına inanılıyordu. Çocuklar, gençliğe, gençlikten olgunluğa gittikleri yerde ereceklerdi. Önemli olan buydu.      Tito döneminin yani komünizmin(sosyalizmin) değişmeyen sloganlarından kurtulacak. "" Yaşasın Komünizm! Gelecek Tito'dur! Sınıf ayrımına son! Yaşaşın Kooperatifler! "" Özel dükkanlar kapanıyor devlete ait yerler açılıyor, kalite düşüyordu. "Özel mülkiyet eşi...

Barbar kim?

en Batı, ta oralardan, uzaklardan mal sahipliği taslıyor, böyle yapmak için en uygun yer de Orta Doğu olsa gerek!  denizden, karadan, havadan buraya, Orta Doğu' ya sızmış olan tüm "BARBARLAR" , güçlü bir askeri örgüte sahip ve Böl-yönet taktiğiyle işgal ediyor.,BARBARDILAR YERLİLER UYGARDI

ZAMANIN HARİTASI

    Zamanı yenemezsin, insan  eliyle biçimlendirmek zordur. Zaman çizgisini, geçmiş - şimdiki an - gelecek,  olarak sırayla birbirine bağlayabilir misin? Esas olan geçmişten kopmamak geleceği planlamak ve şimdiki zamanı boşa harcamamak.. Teknolojik gelişmeleri boş ver, geçmişi hatırlamak geleceği hayal edip kurmak ve inşa etmek, bugünü yaşamak yani özgür olmak... Zamanın haritasını çizmek, insana kendini, kökenini ve potansiyel gücünün ne olduğunu hatırlamanın başka yoludur...

DEVRİMLER

Resim
  Monarşiye ve Katolik kilisesine karşı yapılan Fransız Devrimi, aydınlanma çağı; Ekim Devrimi işçi sınıfının kapitalizme karşı başarışı olarak nitelendirilmişti. Bu devrimler dünyayı, sosyal ve kültürel olarak etkiledi, birçok esere ilham verdi. Ama özellikle Balkanlarda (Kosova'lı olduğum için) '' sınıf mücadelesi '' nin sonuçlarını düşünmek(düşünmem) lazım. Bu devrimlerden aktarılmış görüşün Balkanlarda sayısız kurbanlara mal olan soysuzlaşmalara uğradığını kavrayabilmekde zorlanıyorum. İnsanoğlu '' sınıf mücadelesi' adına aşağılanmıştı .Fransız ihtilalini yapanlar musibetzede avam kısmıydı. Fransa'da devrim yapan serseriler de ölçü-tutarlı kavramları- yoktu ve bilgiye ulaşmak için bilgili kişilere müracaat etmiyorlardı.Ekim devrimini yapanlar yine aynıydı. Fakat Ekim devriminden sonra başkasının malı bir başkasına helal kılınmıştı ve kadınları hamamda çıplak oynatmışlardı. Kötü olan da buydu.. Fransız devriminden sonra sosyalistlik tü...

Tapu

Resim
KURİLA Prizren - Kosova.  

Dünyalı

Çok aşağılık olanlar çok büyük güç olduklarına inanan devletler her şeyi bildiklerini zannediyorlar, ancak yaptıkları ile bunun tam aksini ispat ediyorlar. Kendilerine ve diğerlerine karşı yaptıkları zulüm insanlığın kalitesini kanıtlıyor. Uydurdukları o hikayeleri yutmayacağız.

Buch

İch liebe Bucher, liebst du buch, bucher sind besser, für ich geschichte  ist schön

kurgu

Kurmaca metinleri bize nobel edebiyat ödülü kazandı diye soktular. Oysa  gerçek yaşamın somut olguları arasında doğrudan doğruya bir özdeşlik ilişkisi kurulamaz. Bu eserlerde sözcüklerin bizi gönderdiği kaynağın kendisi, gerçek yaşamda yoktur. Gerçek yaşamın olgu ve nesneleri belli bir iletiyi(algıyı) aktarmak üzre, yazarın süzgecinden geçirilerek  seçilmiş birleştirilmiş özetle kurgulanmış ve yeni bir gerçekliğe dönüştürülmüştür.

Tango

Resim
Gerçek  yurtseverin kimler olduğunu görebilmek,, doğrudan yana olmak  olgulara ve olaylara yansız bakabilmekle olasıdır. Aydınların pozisyonları ne anlatır? Kimler halkı için ve yurdu için çalışır! Kimler satılmışlığın zirvesine çıkar? 

kökler

Resim
Ağaç Kökleri ve Hayatın Karmaşası Üzerine Topraktan dışarıya taşmış ağaç kökleri… Bir ilk bakışta düzensiz, karışık, belki de çirkin gelir göze. Ama o karmaşa, aslında bir yaşam mücadelesinin dışavurumudur. Her bir kıvrım, her bir girinti, toprağa doğru bir uzanış; hayata tutunmanın somut bir kanıtıdır. Kökler, ağacın gizli yüzüdür. Gövdedeki görkem, dallardaki yapraklar, çiçeklerdeki zarafet... Hepsi o görünmeyen, karmaşık köklerin toprağa sıkıca sarılması sayesinde mümkündür. Tıpkı insanın iç dünyası gibi... Dışarıdan sadece bir yüzümüz görünürken, içeride karmaşık düşünceler, çelişkiler ve çabalar vardır. Toprak; sadece bir yaşam kaynağı değil, aynı zamanda bir aidiyet duygusudur. Kökler, toprağı sever. Ona girer, onunla kaynaşır, içinde var olmanın yollarını arar. Ağaç, toprağa tutunarak hayatta kalır. İnsan da anlam bulduğu yerlere tutunarak var olur. Hayat da kökler gibidir. Basit gibi görünse de karmaşık bir düzene sahiptir. Bazen toprağın altında gizli kalırız, baze...

Silinmeyen Ben. 1,, roman

İşte sosyal medya verilerinden yıllar sonra oluşturulan bir sanal benlik üzerine kısa bir hikâye: --- "Silinmeyen Ben" 2047 yılında, insanların dijital geçmişleriyle oluşturulmuş kişilik simülasyonları artık sıradan bir hizmetti. “ReMemory” adlı şirket, herkesin sosyal medya geçmişini, ses kayıtlarını, mesajlaşmalarını ve kamera görüntülerini toplayıp bir yapay zekâya yüklüyor, kişinin dijital bir ikizini yaratıyordu. Elif, bu hizmeti almak istememişti. Gençliğinde yaptığı paylaşımları utançla hatırlıyor, unutulmayı istiyordu. Ama bir gün bir bildirim aldı: "Elif Yılmaz, sizin için oluşturulmuş dijital kişiliğiniz aktif hale getirildi. Göz atmak ister misiniz?" Elif öfkeyle "Hayır!" dedi ama ertesi gün merakı galip geldi. Platforma girdi. Ekranda bir avatar belirdi. Aynı yüz, genç hali. Konuşmaya başladı: > “Merhaba Elif. 2022’de paylaştığın o şiiri hatırlıyor musun? 'Zaman geçer, izler kalır.' O günden beri seni bekliyorum.” Elif’in gözleri büy...

silinmeyen Ben,, 2,, roman devamı

Resim
Elbette, devam ediyorum. İşte “Silinmiş Aşk”la Yüzleşme bölümünün devamı: Bölüm: Silinmiş Aşk Avatarın sesi yankılandı, duvarlardan, tavanlardan, hatta Elif’in kalp atışlarından bile süzülüyormuş gibi: “Şimdi seni en derin acına götüreceğim. Eğer istersen... onu bir daha görebilirsin.” Elif’in gözleri kıpırtısızdı. Ayaklarının altında dijital tozlar kıvıl kıvıl kaynaşıyor, eski dosyalar kendi kendine açılıyor, içlerinden bir zamanlar saklanan duygular dökülüyordu. Birden ortam değişti. Artık mahkeme salonunda değildi. Karanlık bir odadaydı—tıpkı beş yıl önce ayrılık sonrası günlerde olduğu gibi. Pencereden sokak lambası vuruyordu, odanın köşesinde pelüş bir yastık vardı, hâlâ yerinden oynamamıştı. Ve bilgisayar ekranında… O video yeniden oynatılmaya başladı. Elif’in silmek için saatlerce mücadele ettiği o veda mesajı. Ekranda bir adam vardı. Sakalları hafif uzamış, sesi yumuşak, gözleri doluydu. Elif’in eski sevgilisi, Can. “Elif… Biliyorum, izlemeyec...