Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

EŞİTSİZLİK - L.N.TOLSTOY

Resim
      Bütün insanlar kardeştir.       Bir adam kendisini diğer insanlardan daha iyi sayarsa ahmaktır. Böylece bütün bir millet kendisini diğer milletlerden daha iyi sayarsa daha ziyade ahmaktır. İşte her millet her milletin büyük bir kısmı bu müthiş ve ahmakhane (aptalca)  ve  zararlı batıl inanç ile hayatını devam ettirir.        Lakin, milletinin özgürlüğünü kazanmak için öldürmeye - olduğu gibi bu uğurda ölüme de severek boyun eğer. Bu durum ancak bir millet, kendi milletinin gerçek, kerim, Allah'ın sevgilisi bir millet olduğuna ve bütün diğer milletlerin bedevi, vahşi olduklarına ve dalalette bulunduklarına, büyük bir kuvvetle bunların terbiye ve yenilikle düzeleceğine inandığı zaman düşünülebilir.         Orta çağ adamları, daha uzak değil geçen asrın sonunda insanlar buna inana bilirlerdi. Fakat biz artık bu bozuk yolu engelleyerek buna asla inanmak istemeyiz. Yani adam öldürmek konusundaki kararlara bir şekilde inanamıyoruz.

MEVLÜT, URİM BABA VE BEN

Resim
         Bundan yarım asır öncesinden, eski karşı komşumuz; Mevlüt, çocukluğunun geçtiği evimizin bahçesinden; bir çiçek, bir tek altın çizgi getirdi.          Annemi görmüş rüyasında:          ''Ay gibi parlak yüzü vardı. Tebessüm ederek indi yokuştan, benim hatırımı sordu, senin, Ferit Abine dua edişine sevindi.  Çok iyi gördüm, Hayriye Teyzeyi.''       Beraber mezarlığa gittik-gitmek istemişti-. Kalbinin hüznü içinde  dua attı anneme...Ben de.... Mahalle kahvesine kahve içmeye geldik. Eski mahallenin; o, unutulan komşuluklarından bahsettik...Muhabbetin üzerine Urim Baba geldi. Urim Baba, Mevlüt'le çocukluk arkadaşıdır, mahalle arkadaşıdır, hatta beraber Tabelacı Erdinç Abinin, dükkanında çalışmışlardır.         Geçmişte kalan güzel günleri yad ettik. Hayat dolu bir neşe hissettim, geçmişte kalan güzel günler adına.İyi günlerdi.Orta kahvemizi yudumladık.Tebessümle andık.        Mevlüt Gürbüz'e teşekkür ediyorum. Sağ olsun...        

EKONOMİK DENGELEYİCİ -TÜRKİYE 2050 Prof. David Passig

        Türkiye, büyüyen bir ekonomi olarak kabul ediliyor ve 21. yüzyılın ilk onyılının sonlarına doğru gayrisafi yurt içi hasılası yılda % 5-8 büyüdü. Gayrisafi yurtiçi hasıla oranında sıralaması Belçika'dan sonra, ancak İsveç'ten önce geliyor. Diğer tüm müslüman ülkeler arasında en büyük ekonomiye sahip. Ekonomisi Suudi Arabistan'ınkinden bile büyük. Üstelik bunu AB'ye kabul edilmeden başardı, belki de AB'ye girememesi sayesinde. Kişi başına hasılası diğer gelişmiş piyasalardan daha düşük, ancak ekonomik gücünü uluslararası standartlardan dördüncü seviyede olduğu kabul edilen milli hasılasından alıyor.           Türkiye, Çin değil. Ancak Müslüman dünyasındaki en büyük ekonomi; hatta Akdeniz'in doğusunda, Güneydoğu Avrupa'da Ortadoğu'da, Kafkaslar'da ve Hindikuş bölgesindeki en büyük ekonomi. Böylece kendini yeniden bölgesindeki geleneksel ekonomik süper güç olarak kanıtlayabilecektir ve bölgesindeki süreçleri dengeleyebilecektir. Büyüme süreci ha

SOSYAL BİR ÇERÇEVE - Son Elli Yıl

        Sosyal tahminlerde bulunurken, en azından insan doğasının binlerce yıl yavaş değiştiğini, hatta belki hiç değişmediğini biliriz. Roma'nın ''tahıl ambarı''Karaca'nın ürün rekoltesinde bir düşüş olacağı yolunda erken bir uyarı, resmi kuryeler aracılığıyla alınınca tahıl piyasasını ele geçirerek yüklü servetler edinen Romalı senatörle vardı. Gerek açgözlülük, gerekse böyle kısa tahminlerin kullanılmasına vesile olan fırsatçılık izleyen iki bin yılda çok az değişmiş bulunuyor. İnsan doğasının sağladığı değişmezliğin yanı sıra yüksek atalet taşıyan süreçlerin yarattığı sorunlar da vardır. Nüfus  büyüklüğü ve sera gazları birikimi gibi nüfustan etkilenen süreçler birincil örnekleri sunar. Temelde yatan sürelerinden dolayı, yavaş bir devir hızı bunların doğasından gelen bir özelliktir. Sosyal gündemimizin büyük bir bölümü, çabuk bir düzeltmeye bağlı olmayan sorunlardan etkilenir. Bu alandaki düzeltmeler mevcut girişimlerin uzun süreli etkilerine ilişkin akla

ÇAYCI ALİ -

         Çaycı Ali, esnaf, hem öyle böyle değil, on numara esnaf. Kendi ifadesiyle ''Çocukluktan bu işi yapmasaydık, zor olurdu. Kahvecilik kolay değil. Herkes yapamaz.'' Doğru. Her insanın harcı değil.           Canını sıkan müşteri, çay istediyse, ''Taze demledim, çay çöküyor'' o kalın ve külhanbeyi ağzıyla der, müşterinin çayını daha sonra götürürdü.            Aslen Ödemiş'li. Ama Ballıkuyu'da oturmuş. Tepecik'te (Yenişehir) dükkanı varmış. Çaycı Ali, tam bir usta. Masterini, gündüz bile insanların çalınabildiği, Tepecik'te yapmış. Parfüm ve saat satmış parayı verene.          Ben, ona, Ali abim derim. Bunun yaşla bir ilgisi yok. Vefat eden Ferit abimle, eskiden bir tanışıklığı olduğu içindir. Bu, bir muhabbeti ifade ediyor.          Çaycı Ali, soysuz zamanların teneke adamlarından değildir. Bunu davranışlarından ve anlattıklarından anlayabilirsiniz. Ben onu, Fahrettin Altay (Üçkuyular) meydanında, Meydan Büfe'de çalıştığı zam