Yaşamak denen, hüzün, sevinç, merhamet, acımak ve daha bir sürü; insana has özellikler içeren olgunun tüm versiyonlarını, İzmir'in bu mahallesinde görülüyordu. Pavyonda, genelevde çalışan bir takım aşüfteler vardı. Bu kadınların buralara düşmesi, yaşamlarının ayrı bir boyutuydu. Çoğu veya benim tanıdıklarımdan bazıları; çocuk büyütüyor, bazıları hasta bir anaya bakıyor; hele uzak yollardan gelen biri; kız kardeşini okutmak için çabalıyordu. Gideceği yeri, geçeceği yolları pek bilememiş olan, aslında saygı duyulası insanlardı. Aralarında çok delikanlı kadınlar vardı. Yüce bir kalb taşırlar...Üstelik kendilerini diğerlerinden ayıran çekicilikleri var. Güneyden gelen birinin, evlenerek mutlu aile kurmak, ev hanımı olmak istediğini duymuştum. Hayat yaman; dağdağalı, fırtınalı. Bu kadınları seviyordum. Onlar da beni, yeşil gözlü kumral kıvırcık saçlı bir çocuk olduğum için severlerdi... Hayat burda melodram. İnsanların, elemleri, kederleri, hüzün ve sevinçleri boyu...