Rayos (Şualar) Cartas (Mektubat) Alem-i İslama ve 500 milyon İspanyolca konuşan alem-i insaniyete hayırlı olsun. Hidayetlerine vesile olsun. Kardeşlerimizin kemmiyet ve keyfiyetleri çok ve bereketli olsun.
Sofya Andreyevna Tolstoy’un 24 Şubat 1904 yazmağa başladığı ‘’Benim Hayatım’’ adlı hatıraları 1844 – 1901 yıllarını kapsar. Ömrünün son dokuz yılı kaleme alınmamıştır. Sofya Andreyevna kendi kitabını yazmağa çok iyi hazırlanmıştı. Dediğini göre Tolstoy’un Günlük’leri ‘’Kıymetli materyal idi’’ o kendi günlüklerinden ve Tolstoy ile yazışmasından ve birçok kimsenin Tolstoy’a ve ona gönderdiği mektuplardan alıntılar yapmıştı. ’’Benim Hayatım’’ın materyalleri ve karalamaları Yasnaya Polyana’da muhafaza edilmektedir. Sofya Andreyevna Tolstoy’un hatıraları, Tolstoylar ailesinin hayat ve maişetini, aile içi ilişkilerini ve bütün zenginliğini, incelikleriyle gösteren kıymetli bir senettir. Aynı zamanda bu, Tolstoylar ailesinin geniş ve son derece tabii toplum ilişkilerinin panoramasıdır. O devir Rusya’sının sosyal, siyasi, medeni hayatı, Tolstoy ailesinin hayatında fevkalade derin ve kabarık etki yapmıştır. Sofya Andreyevna...
Analog Bir Dünya: Dijitalin Gölgesinde Kalan Gerçeklik Analog bir dünya, teknolojinin henüz dijitalleşmediği ya da dijitalleşmenin sınırlı olduğu bir yaşam biçimini ifade eder. Bu dünyada iletişim, kayıt, sanat ve günlük hayat fiziksel, mekanik ve manuel süreçlere dayanır. Temel Unsurlar: İletişim: Mektuplar, telgraflar, yüz yüze konuşmalar ve sabit hatlı telefonlar üzerinden gerçekleşir. Bilgi, gazeteler, dergiler ve kitaplar aracılığıyla yayılır. Kayıt ve Arşivleme: Yazılı belgeler, daktilo veya el yazısıyla tutulur. Fotoğraflar filmli makinelerle çekilir ve kimyasal süreçlerle basılır. Sesler ve videolar kasetler, plaklar veya makaralı teyplerle saklanır. Sanat ve Eğlence: Müzik plaklardan, radyodan veya canlı performanslarla dinlenir. Televizyonlar sınırlı kanal seçenekleri sunar, ve filmler büyük makaralı projektörlerle oynatılır. Bilgi İşleme: Hesap makineleri, defterler ve manuel hesap yöntemleri yaygındır. Bilgisayarlar varsa bile delikli kartlar y...
PRİZREN VE PRİZREN Gün ağarmaya başlamıştı. Akşam komşularını ağırlaşmış geç yatmıştı. Kalkmak zor geldi. Karısı yinede erken uyanmıştı. Kalkmasa ne yapacaktı. Ahmet Coşo aksi adamdı. Hayriye kalkar kalkmaz Dori'yi hazırlamaya başladı. Doru küheylan bir nazlı sultandı. Bugün tarlaya gidilecekti. Bir at yeterdi. Ahmet Coşo, sert adam, tomruk misal, dalları kesilmiş kaba, kalın. O da kalktı. Güvercinlerin in kafesini açtı. Kuşların bu erken saatte dışarı çıkası yoktu. Onlara deli gibi tutundu. Hayriye şanslıydı. Dori bugün huysuzluk etmiyor sakin duruyordu. Yelesini, sırtını okşadı, ona güzel sözler söyledi. Dorinin bakışında mer-hamet vardı. Geçen tarlaya gidişlerinde abisi Sinan Mera tarlaya gitmek istemedi. Kavga başlayınca Doride böyle anud bir vakitte huysuzlandı. Arabaya ko-şulmak istemedi. İşte o an gök yere indi. Ahmet Coşo küfürlere başladı. Atın meşininden tuttu, atın başını aşağı çekti, geri geri arabaya iteledi. Dori inatçı. Tahtakuruları...
Yorumlar
Yorum Gönder