Kayıtlar

Kasım, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ÖLÜM isimli kitap hakkında

Lev Nikolayeviç TOLSTOY 'un  Ölüm isimli kitapçığının Osmanlıca ( eski yazı ) basımını bir sahafta bulmuştum. Daha doğrusu, Osmanlıca okumayı yeni öğrenmiştim, Sahaf Ali Haydar Toprak ''Bunu al oku '' dedi. İlgimi de çekmişti.. Daha sonra eseri latinize ettim ve sadeleştirdim. Yeni Türkçe harflerle basımını 2011 yılında yaptım. Ölüm isimli kitapcığın orjinal baskısı 1925 yılında Rusca'dan Osmanlıcaya Ali Fuad tarafından çevrilerek yapılmıştır... Web sitemde kitap ile ilgili ön bilgi tam verilmemiş...Düzeltilecektir.

Rain . Jose Feliciano (original vrs 1969 - high quality)

Resim

Ben, Hep Hayvan Tarafını Tutarım.

            Romalılar'da  büyük kalabalıkların doldurduğu devasa yapılarda, özel savaşçılar, birbirini öldürmek için kıyasıya dövüşürlermiş.Arenayı dolduran insan yığınları, bunları, ağızları köpürünceye kadar bağırarak destekler, taraf oldukları gladyatörü elleri şişinceye değin alkışlarlarmış. Can çekişen savaşçı, güzel ölüp ölmediğini, tribüne adam gönderip sordururmuş.       Şimdi ise dünyanın bazı yerlerinde hayvanları arenalara koyup, insanın onu nasıl öldürdüğünü seyrediyorlar.       Ben, hep hayvan tarafını tutarım. Hayvan, boynuzunu matadora sapladığı zaman da ben mutlu oluyorum...                                                                                     DENEMELER

Eski Günler

           Eski günler, eski günler... Unutuldu  birer birer. Altmışlı yıllar... Çocukluk günlerim... O  zamanlara ait bir film izledim, siyah beyaz.            Sevgi üstüne kurulmuş bir film. Evlenecekler ya, oğlan kıza söylüyor : '' Beş lambalı phılıps radyomuz, yarı sesini açtık mı, zangır zangır ses çıkaran pikabımız da var. Bir de Zetina dikiş makinemizi aldık mı bizden kralı yok.            Zetina dikiş makinası, her genç kızın rüyası... 60' lı yıllar işte; belki de en güzel yıllarım...

ALİ HAYDAR TOPRAK' A SAYGILARIMLA

Yaşamında öne çıkmayı hiç düşünmeyen başka bir insana rastlamadım.Ondaki tevazu hat safhadaydı. Görgülü ve kibar insan Ali Haydar Toprak. İzmir'in entelektüel kesimin sıkça uğradığı Kemeraltı'ndaki sahhaf dükkanına ben de sürekli uğrardım . Her uğradığımda yeni bilgiler öğrenmeden çıkmazdım dükkanından; olumsuz anılarım olmadı hiç; eski kitapların içime işleyen hoş kokusunu duyar çıkardım. Hep güzel anılarım oldu.Yazdığım kitapların  teşekkür bölümünde adının geçmesini dahi istemez '' Ne gerek vardı'' derdi.Çok şeyler öğrendim ben hocamdan.Yazdığım her kitabı onun adına imzalar kendisine hediye ederdim. Mutlu olurdum. Eğer ''Güzel olmuş'' derse mutluluğum artar, tebessümle ayrılırdım.Hiç unutamayacağım her zaman saygıyla anacağım güzel insana Allah'tan Rahmet diliyorum... ''Eğer senin için kenarda köşede kalmış bir çiçek varsa, onu kalbimde taşıyacağım''. Terk ettiğin dükkanının önünden her geçişte duam seninle olacak...