Kayıtlar

Kasım, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

EZRA POUND - CATHAY

Resim
 Surların kuzeyinde mavi dağlar, Çevrelerinde dönen beyaz  ırmak,   Burada ayrılıp gitmeliyiz Günlerce, günlerce ölü otlar üstünden.     ********* Anılar,yüzen geniş bir bulut gibi, Günbatımı,eski bildiklerin ayrılışı gibi Kenetlenmiş elleriyle eğilen,uzaklaşınca Atlarımız birbirine kişniyor                    biz ayrılırken.                                           Rihaku

J.D.SALİNGER

Resim
Çavdar Tarlasında Çocuklar veya diğer adı ile Gönülçelen !951'de ABD'de basıldı. Bu eser ''açık saçık bulunduğu için ABD'nin bir çok tutucu bölgesinde yasaklandı. Salinger'in ilk ve tek romanıdır. Evden uzakta üç gün geçiren eserin ana karakteri Holden Caulfield'in başına gelenleri anlatan kitabın sonunda , Holden Caulfied'in tekrar evine dönüşü etkileyici geldi bana. Lise talebesi bir çocuk ile birlikte insanları  gözlemliyor ve ikiyüzlü insanlara onunla  başkaldırıyorsunuz..         ''Rastlarsa birine biri, çavdarlar arasında,'' ,,

ODADAKİ FİL

Resim
     1935'te komedyen jimmy Duranye'nın rol aldığı Broadway müzikali jombo'nun bir sahnesinde, bir polis memuru canlı bir fili yürüten Dutanye'i durdurur ve "O fille ne yapıyorsun?" diye sorar. Durant cevap verir:"Hangi fil?"      1950'lerde Odadaki Fil tamlaması Oxford İngilizce sözlüğüne deyim olarak girer. Bu deyim, herkesin bildiği ama türlü sebepletle kimsenin hakkında konuşmak istemediği, görmezden gelinen sorunları anlatır...  ...........        Odada bir fil  varsa ondan behsetmemek onun olmadığı anlamına gelmez.         "Diyeceğim sorunlarla yüzleşmek lazım"  .   Bavul Dergisi Kasım sayısı 

STENDHAL

Resim
      Ondokuzuncu yüzyılda bazı yazarlar daha çok görmezden gelinmiştir fakat Stendhal'ın eserleri bir dizi büyük eleştirmenin ortaya çıkmasına vesile olmuştur.1818 de Goethe'den başlamak gerekirse; Goethe, Rome, Naples, et Florence'ı okuduktan sopnra Fransızların kendisinin hem dikkatini çektiğini hem de onu iğrendirdiğini, onların hem ilginç geldiğini hem de onu rahatsız ettiğini yazmış fakat kitabı son sayfasına gelene kadar da elinden bırakamadığını ifade etmiştir. Bu görüşü dikkate değer yapan ise Goethe'nin sakince Stendhal 'ın kendi yazdığı İtalya Seyahati'nden intihal yaptığı notunu düşmesidir.  Diğer ünlü bir kişilik Balzac, ''Waterloo Muharebesi'' sahnelerinden dolayı romanı bir gözlem harikası olarak adlandırmıştır. Sainte- Beuve ise daha tedbirli davranmıştır. Stendhal'a ''romantik süvari'' nişanını vermiş ve buluştan yoksun olduğunu ifade etmiştir; ona halka değil entelektüellere hitap eden biri demiştir. Bunun ya

- TOLSTOY

Resim
     1- Hakiki saadetimizin, bizim daha iyi olmamızdan ibaret olduğuna inanırsak, şu halde fenalık olarak adlandırdığımız her türlü keder ve ıstııraplarımız bizi saadetten mahrum edemezler çünkü bizim keder ve ıstıraplarımız  bizim daha iyi olmamıza mani olamazlar; keder ve ıstıraplar insanların daha iyi olmasına, nefislerini ıslah etmelerine yardım ederler.      2-  Istırap ve meşakkati, Cenab_ı Hakk, daima sevdiklerine gönderir. Bu hakikat ve hikmete inanan kimse için ıstırap belki saadettir. Çünkü bu ıstıraplar insanı güzelliğe yakınlaştırır ve onu fenalıklardan kurtarır.     3-..........      4- İnsanlar, tecrübe ve imtihan ve musibetlere sabır ve tahammül ile büyürler ve gelişirler. Bunu iyi bilmek ve hissemize düşen kederler ve musibetleri böylece kabul etmek ve yüksek bir memnuniyetle, yükünü hiç olmazsa hafiflettirmek ve ondan kurtulmaya çalışmak lazımdır.                                                                          L.N. Tolstoy, Risaleler , İnsanın Dokuz Hali .

HATIRLAMAK

Resim
 ''Kapılarını Aç ve dışarıya bak.  ''Çiçeklenen bahçenden, bir yüzyıl ötesinde kaybolan çiçeklerin, kokulu hatıralarını topla.    ''Kalbinin  sevinci içinde, bir yüzyıl öteden, bir bahar sabahı şarkı söyleyerek, bahtiyar sesini yollayan, hayat dolu neş'eyi hissetmeni dilerim...''                                                                                           Tagor               En saygıdeğer, M. Mustafa Üftadeoğlu'na, her zaman saygıyla 

TAGORE

Resim
     İnsan ile, kalbi konuşma dili bilmeyen hayvan arasındaki tanışma sınırları nerede saklıdır, sık sık merakla düşünürüm.        Yaradılışın, çok uzaklardaki bir sabahı, kalblerinin birbirlerini ziyaret ettiği o basit patika, hangi ilkel alemden geçiyordu.       Akrabalıklarının, uzun zamandan beri unutulmuş olmasına rağmen, devamlı gidiş gelişlerinin o izleri henüz silinmemiştir.        Fakat birden, zayıflayan hafıza sözsüz bir musikide uyanır ve hayvan, müşfik bir güvenle insanoğlunun yüzüne, insanoğlu da neş'eli bir sevgiyle onun gözlerine bakar.       Sanki iki dost maskeli olarak karşılaşmış, bu gizlilik içinde birbirlerini yarı tanımış gibi olurlar

JACK KEROUAC, - YOLDA

Resim
Gökyüzü geniş, hayat kısa, hayaller sonsuzken yol özgürlüktü. Yol dostluktu, maceraydı; sonsuz olasılığın toplamı, yaşamın kaynağıydı. Yolun sonunda aşk vardı, söz vardı ses vatdı; başlangıçlar hep sen, hep heyecan. Hızla giden bir arabanın dikiz aynasına yanıyordu hayatın anlamı, öyle bir şey varsa tabii;tan kızıllığında, gecenin bağrında, bir  dostun yanı başında. Hareket halinde olan için ölüm yoktu, tasa yoktu devinim vardı sadece. Yıldızların altında, hızla giden arabaların arka  koltuklarında, kaçak atanan tren vagonlarında, çadırlarda, barakalarda, uzak diyarlarda yaşam vardı ve yaşam kutsaldı. Yürekletindeki coşkuyu daracık dünyaya sığdıramayanlar, yollarda şahlandı... Nereye olursa.. Kıvrak ve neşeli bir caz melodisi gibi, çılgınlıktı hepsi ve tüm gerçekler ;hızla giden bir aracın tekerleklerin öpen asfalt misali önlerine serili erdi. Yaşam yazılacak bir şiirdi ve beklemezdi... Not:Kitap arkası yazısı