Kafe Maya, Zeytinalanı
bir fotoğraf bir hikaye Hikaye: Dalgasız Denize Vurulan Şükür Kasım'ın ortasıydı. Her yer kasvetli bir griye bürünürken, Zeytinalanı'ndaki Kafe Maya inatla pırıl pırıl parlıyordu. Mekânın sahibi İlyas Amca, "Güneş, denizi sevdi mi, Kasım filan dinlemez," derdi hep. O gün de hava, tıpkı İlyas Amca'nın dediği gibiydi; açık ve vaatkâr. Deniz, sanki cam bir yüzeymiş gibi, tek bir kıpırtı bile göstermiyordu; dalgasızdı. O an masada oturan Aylin için, bu dalgasızlık, hayatın karmaşasından süzülüp geriye kalan saf huzurun fiziksel bir karşılığıydı. Köşedeki varil sobanın yanık odun kokusu, tuzlu deniz kokusuna karışmış, mekânın isli tavanında dans ediyordu. Aylin, üzerinde geleneksel kareli bir örtü serili tahta masada tek başına oturuyordu. Sandalyesi, diğerlerinden daha mavi, sanki burada uzun süre oturmayı garantilemek istercesine hafifçe eskimişti. Önündeki ince belli bardağın içindeki çay, buğusuyla yüzüne hafif bir sıcaklık yayıyordu. Çayı yudumladı....