Kayıtlar

Aralık, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YILBAŞI

Resim
Yılbaşı gecesi ve Uzay gemisi      Devletler savaşa tutuşmuş. 3.Dünya Savaşı çıkmıştı. İki komşunun kavga nedeni olan, sudan sebepler, devletlerin savaşa tutuşması için de geçerlidir.! Rahat durmazlar birbirlerine  saldırırlar. Dünya yıkılmış, harap olmuş; kıtlık, salgın hastalıklar-veba, virüs, ne varsa baş göstermiş. Seçilmiş birkaç akıllı kişi, uzay gemisi yapmış. Kalanları dünyadan alıp başka yaşanabilir bir gezegene götürecekmiş. Ve onların dünyadaki son yılbaşı gecesi imiş. - - İçlerinden sadece biri, hüzün dolu gözlerini kaldırıp baktı. Bu mütevazı dilenciydi. "Hayatım, ölümün bile engel olamıyacağı bir mutluluk kazanmalı" dedi. Dünyada kaldı. Ayın, gümüşi ışığı altındaydı...-

New year

Resim
NEW YEAR       States are at war.  World War 3 had broken out.  The reason for the fight of the two neighbors can be the reason for the war of the states!  The world is destroyed, devastated.  Famine, epidemics-plague, virus, whatever.  A select few smart people built a spaceship.  He was going to take what was left from Earth and take it to another habitable planet.  And it was their last New Year's Eve on earth.  - - Only one of them looked up with sad eyes.  This was the humble beggar.  "My life must gain a happiness that even death cannot prevent," he said.  He remained in the world.  It was under the silvery light of the moon...-

Emrullah Efendi

Resim
       Emrullah Efendi, Türk Ansiklopedisi'nin sahibi meşhur alim. Çok dalgın bir insandı. Maarif vekilliğine atanmış ve kendisine bir araba tahsis edilmişti. Araba onu eve götürüp de sürücü kapısını her açtığında kesesini çıkartır. "Ne kadar istiyorsun?" diye sorardı. Sürücü"Efendim bu araba zat-ı alinizin" derdi. O zaman Emrullah Efendi de durumu hatırlar ve "Pekala" derdi..       Bir keresinde evinin önünde kadının biri ona "Maarif velilinin evi neresidir efendim?" diye sordu. Emrullah Efendi ise"Şu anki maarif vekili kim ki? "dedi.                     Ali Tantavi - Modern Suriye Edebiyatı

Followable

http://www.alaettincoskun.com/gjosha-xhylizar-e-veja-e-sinanit-p-sh/

ZAMANIN KÜLTÜREL TARİHİ

Resim
    "Tarih boyunca hayat tecrübemizin en soyut, geçici ve anlaşılması güç fenomenlerinden biri olan zamana bir düzen dayatıp ölçeklendirmeye yönelik karşı konulamaz bir ihtiyaç hissettik. Özellikle yeni binyılın başlangıçından itibaren, zamanın doğasına duyduğumuz hayranlık ve onu tanımlama girişimlerimiz yeni seviyelere ulaştı. Bedenlerimiz, makinalarımız ve yıldızlarla ölçtük onu. Günümüzün modern dünyasında doğanın algıladığı zamanı parçalara ayırdık, düz bir çizgi haline getirdik ve anlaşılmaz bir hal alana kadar uzattık." Zamanın Kültürel Tarihi - Anthony Avenı,,, arka kapak yazısı    " Hayat zannettiğin hâlât, yalnız bulunduğun dakikadır."  İman ve Küfür Müvazeneleri -  Said Nursi

MATSUO BAŞO Kuzeye Giden İnce Yol

Resim
 Ertesi gün öğleden sonra yağmur  yağmaya başladı, dolunayı görme olanağımız kalmamıştı. Tapınağın bulunduğu dağın eteğinde Komponci Tapınağı'nın eski rahibine ait inziva evinin bulunduğunu söylediler. Rahibi ziyarete gittim. Kulübedeki dinginlik, eski bir şairin deyişiyle, '' derin bir yoğunlaşma duygusu' uyandırdı yüreğimde. Böylece, az da olsa, dolunayı göremediğim için duyduğum üzüntüyü unutabildim. Ama günün ışımasından az önce bulutların arasından çıktı ay. Gidip hemen rahibi kaldırdım, ardından diğerleri de onu izledi. Koyu bir sesizlikte, bulutların ardından geçmeye çalışan ay ışıklarını seyrederek ve çişeleyen yağmuru dinleyerek uzun ızun oturduk. Bu kadar yolu aşıp burada yalnızca ayın karanlık bir siluetini görmek üzücüydü ama, guguk kuşunu dinlemek için yaptığı uzun bir yolculuktan tek bir şiir bile yazamadan dönen şair hanımın öyküsünü anımsayıp avundum. Bu vesileyle yazdığımız şiirler: Ay her zaman parlaktır,  bakmaz kara, yağmura.  Sürüklenen

ÇOCUK AYAKKABISI (Alıntı, Çoban Sülo)

Resim
- Senin duruşunun nedeni diğerlerinden daha büyük, sessiz durman bu yüzden.       Anladım ben, anladım!       Gizemli  bir umursama ile duruyorsun-...       İzmir Alsancak'da lüks bir ayakkabı mağazasının vitrinine, kenardan bakıyordu. Koca adam, bazen, on - on beş dakika durup seyrediyordu. Vitrin yenilendiğinde yeni modeller konulduğunda bu hep oluyordu. Mağaza müdürü bunu yukarıdan - monitörden görmüş, izliyor. Çalışanlara, "Böyle bir adam gelirse muhakkak bana haber verin olur da gözümden kaçar, ekrandan göremem"       Geliyor. Seyrediyor. Giderken, sesleniyorlar:"Beyefendi, gelir misin? Beğendiğini al, çocuğuna götür. Ücret istemiyoruz."       " Çocuğumun ayakları olsa da alsam!!" 

GÖKYÜZÜNE MERDİVEN

Resim
Gökyüzüne merdiven kursam sevgi ile Yıldız alsam saçıma taksam Ayna olsa Aydedem...  Gökyüzü için şiirler yazılmış, sonsuz maviliği ilham, gece karanlığında çıkan yıldızlar zümrüt misal olmuş. Eski devirlerde yüksek yüksek kuleler yapılmış çıkmak için. Zamanımızda da bu düşünce geçerliliğini koruyor. 100 km yükseğe erişebilecek özel alaşımlı merdivenler tasarlanıyor, yapılmak isteniyor. Fikir fikirdir! Dünyanın dönmesiyle nasıl senkronize olacak acaba??? Firavun, Haman'a: " Benim  için bir kule inşa et" dedi. Umarım böylece yükselebilir göklere yol bulur da Musa'nın Tanrısına ulaşırım" Bu konuda proje yapanlar, başka gezegenlere ulaşmak oralarda AVM kurmak için çalışıyorlar!!! 😊😇🙃😄😃.--"Hanım ben bi asansöre binip Mars Markete gidip geleyim!!!" :-) İnsan, öyle bir merdiven ile yukarılara çıksa, yer çekimi olmadığı için uzaktaki başka bir gezegene sıçrayabilir mi??? 

AYLAR

Resim
  Ayı, dört haftaya bölmemiz, rastgele yapılmış hayal gücünden yoksun kabaca bir kabul. Bu kabul eski insanların takvimleriyle karşılaştırıldığında rastgele görünüyor.  Ayı, üç onluğa yani üç kısıma bölebilirlerdi… Anam, gökteki aya bakıp gün tayin ederdi. Bilirdi de! Gökteki aya göre takvim daha adil bence – bence yani! Anama “ben ne zaman doğdum” diye sordum, ” ilk karda” dedi. Yani Kasım ayı… Eski aylar farklı canım. Çilek ayı, Karpuz ayı, Şeftali ayı Kestane ayı, Dut ayı, vs. Geyik ayı, Hindi ayı, Ayı ayı; Kış ayı, yani ayıların uyuduğu ay.!!!!Hiç şaşmaz. Normal şartlarda tabii!!!! Saat ise, güneş saati. Bizim eski mahallede Kürt Memo vardı, yere bir çubuk diker, çubuğun gölgesine bakıp saatin kaç olduğunu söylerdi…. Nee??!!!

BİLİMKURGU

Resim
Bu sabah erkenden kalktı. İşe gitmesine en az bir saat kadar vardı. Hanımı da kalkmış kahvaltı hazırlıyordu. Masaya oturdular, çayını yudumlarken, hanımına, “Bizim çocuğun hayalleri sonsuz, onunla biraz ilgilen. Işınlanmadan bahsediyor, Uranüs’e gitmek için özel giysiler istiyor, Murat 124 marka füze istiyor.” “Ben de söyledim. Okulun önemli önce okulunu bitir  dedim ama aklı havada!” “Amcasına benziyor, okumaya niyeti yok gibi” Adam, bir bardak çay daha içti, çantasını alıp, kapıdan çıktı. Yerçekimli hava yastığına bindi asansör gibi indi. Uçan arabasına binip işinin yolunu tuttu. Yolda radyoyu açtı. Haberlerde Mars savaşlarından bahsediyordu. İçinden, ne bitmez savaşmış üçüncüsü oluyor dedi. Kanalı değiştirdi . Prototip askerin denendiğini söylüyordu. Sevmedi, müzik açtı… Adam, çalıştığı, Ölümsüzlük Merkezine gelmişti. Uçan arabasını park etti.

Kumarbaz Oto Boyacısı

Resim
Oto boyacıydı ama kaporta işinden de anlardı.O, gecelerin adamıydı, geceleri seviyordu. Gecenin karanlığı çöktüğünde marazlı hayvanlar gibi duran koca binaların birinde olmayı çok severdi. Mekan sahibinin kumar oynattığı bina altındaki kahvesinden başka binanın çatı katında özel müşterileri için kiraladığı yer vardı. Oto boyacısı oranın müdavimiydi…Parası bitinceye kadar oynayabilen müşteriler orada toplanırdı. Yirmialtı, yanık, kılıç oynanır hatta barbut atılırdı. Oto boyacısı bir gece yüklü miktarda kaybetti. Sabah olmuş evinin yolunu tutmuştu. Biraz uyumak istedi. Uyudu uyumadı, az kestirdi. Hanımının sesi uyandırdı. Hanımı, eve satışa gelen bohçacı ile sıkı pazarlık ediyordu. Kalktı, önce biraz dinledi, öylece baktı. Gece yüklü miktarda para kaybetmişti. Bu pazarlık canını sıktı. Pazarlık neyin nesiydi? Bohçacı kadına ” Bohçanın hepsi kaç para? Bohçayı bırak, paranı al!!!!!! ”