Kayıtlar

Ocak, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MEZARLIKBAŞI'NDAN ANTONYO HİKMET

Resim
 ''On iki yaşında, Alsancak Kordon'da gün batımını izlerken, ayaklarımı sallar, uzakları hayal ederdim. Amerika'yı Almanya'yı merak ederdim. Oralara gitmek isterdim.''    ...Gitmesi gerekenlere, yolunun, açık olmasını dilemeli. Antonyo Hikmet'e yolun açık olsun diyen olmuş mudur ? Belki!     Mezarlıkbaşı'nda göze çarpan biçimlerin hiçbiri, herhangi bir insana ya da anlaşılır bir kullanıma uygun gelmez gibi görünse de; kalpler, güzeli bulurdu. Antonyo Hikmet, çalışmış çabalamış, sevmiş sevilmişti. Kötü alışkanlıkların bol olduğu bu yerde kötü bir alışkanlığı olmamış ne sigara içmiş ne çift kağıtlı yapıp esrar içmişti Ölümüne sevmiş ve genç  yaşta sevdiğiyle evlenmişti...    Seneler geçer gider...  Tombalacı Kürt Nuro, bunu Alsancak'ta bir adama gönderiyor. Adam, Tina Mustafa. Kaçak Amerikan sigarası işi yapıyor. Kürt Nuro ''Git ondan sigara al bende senden alayım, yolunu bul''diyor. Antonyo, gidiyor adamı buluyor. Ama adam '

Türkiye'de Solun Gerçekçiliği

 Türkiye'deki solun, kendini yenileyememiş olması açıkça görülüyor. Eski söylemleri revaçta tutmaya çalışıyorlar. Solcuların(Komünistlerin) davalarının başında, köylünün ve işçinin sefaleti vardır. Bir zamanlar Moskova'nın yol göstermesiyle edebiyatta-sinemada, resimde, tiyatroda, bu konular fazlasıyla işlendi. Onlara göre toplumun değişiminde baş rolü oynayan proterya sınıfını, harekete geçirmeye çalıştılar. Aslında Türkiye şartlarında bu sosyal bir gerçekçilik değildi. Olamadı da. Şimdi de Türkiye'de, kırıntıları kalan veya eksen kayması yaşayan solcular, sanki bu memlekette hiçbir kalkınma hamlesi yokmuş gibi sanki millet aç ve çıplakmış gibi algılar oluşturmaya çalışıyorlar. Aslında -güya, gerçeğe taraf olan bu kesim olumlu realiteyi görmüyor...Dünyada, sınırlar kalmış, teknoloji almış başını gitmiş; daha da gelişecek, 1960-1970-1980 yılları geride kaldığına göre, bu günü kritik etmek için, güncellenmek gerek.