DENEMELER

Çayy. Eminin pastanede akşam çayı süper geldi. Kızı Fatma Kastamonuda üniversite okuyor. Finalleri iyi geçmiş Super.  Emin burda kirayı düşünsün.,

      İnsanlar dertli, toprağa bulanmış, yorgun argın evlerine dönüyordu. Gece çok şeyi örtüyordu. İnsanlar, başlarını yastığa koyduklarında günün dertlerini yorgunluklarını unutabiliyordu. İnsanlar geceye teslim oluyordu. Yıllardır bu topraklarda yaşaya gelmiş insanlar burada ölecek, bu toprağın bağrına gömülecek, belki o vakit huzura kavuşacaktı.

Ferit'in aklı yerinde;ölüme, direniyor.Akıl sahip olduğu bilgi ile ve kalbin yardımı ile olmadık şeylere set oluyor. Tüm olumsuzluklara, insanı delirte bilecek acılara; beyin hep karşı, onları etkisizleştiriyor.  Sızlansa , of dese acılara yenilecek gibi - acılar onu yenerdi belki -  Beyin, gücüyle sanki ölüme direniyor.  Bu acılar sabredenler için büyük sevap... Acılar olumsuzlukları temizliyor. Ruh parlaklaşıyor,saflaşıyor...Zaten beyin, bedeni, kendi haline çoktan bırakmıştı.

Özlersin, işte öyle bir şey; görmek, sarılmak istersin. Görmen mutlu eder. İşye o an yine ayrılacağını bilmek, içini burgar. Kalbin hüzünlense de hasrete tuz ekmiştir, görüşmüş olman. Herkese ve ABİM'E sağlıklar. Allah'a emanet ol. DUAlarım senin yanında. GERÇEK doslarından Allah razı olsun..

     Medeniyet iki sütun üzerine yükselir: Süngü ve açlık. Dolandırıcılarla namussuzların gönlüne göre bir düzen. Mutlak hakim: PARA.     Yıllıkları kanla yazlı medeniyetin ilişkileri yalan üzerine kurulu; yalan, kin ve kalleşlik...Medeni insan, toplumsal bir yılandır, nezaket ve terbiye icabı yalancı olmak zorunda..      ........ İnsan hakları ve hürriyetleri için yapılan katliamlar ortada....                                                                                     Denemeler isimli kitabımdan...

Yok oluşa götürecek tehlikeler başkaydı... İlkesiz siyaset, vicdanı hiçe sayan eğlence, çalışmadan zenginlik, bilgili ama karaktersiz insanlar, ahlaktan yoksun bir iş dünyası, insan sevgisinden yoksun bilim, fedakarlıktan mahrum bir din anlayışı...                                                                                     DENEMELER isimli kitabımdan

uçtu gitti elinden yaban güvercin . duramaz, durmaz, sonsuz gökçe maviliklere alışkın o. geçmiş ve gelecek zaman arasında sıkışmak daralmak istemez. mazi den istikbale uzanır düşleri. düş ki ne düş; yaşar gibi. ha işte avucumun içindeymiş der gibi. ah bir güvercin olsaydım. yada onun gözleriyle bakabilseydim.!!!!otur oturduğun yerde. hayal ile malul hülya kuranın ??????

   İnsan ömrü kara günsüz olmaz. Kara günlerin başladığı bu yerden gitmek, güvenli yaşayacağı, emin olacağı, çocuklarını rahatlıkla büyüteceği bir yer istiyordu. Emin olmak güzel şeydi. Eğer giderse gittiği yerde yeni yaşamlar sünbül verecekti.     Serin bir meltem rüzgarı esiyordu. Eminönü kalabalıktı. Kalabalığın sesleri suların şıpırtısıyla karışıyor, kulağına ' Geldin işte. Haydi, git Türkiya'nın keyfine bak; istediğine kavuştun. Allah seninle beraber olsun! Bahtiyar ol ' diyordu.                                                                                   PRİZREN VE PRİZREN  adlı kitabımdan

Ramazan geldi hoş geldi. İyi mi geldi? İyi geldi. Esrarlı ebediyeti düşünürken bu gece; tavana dikili gözleri aklıma geldi. Sarımtırak-kara teni, kemiklerine yapışmıştı. Ağzını açınca, ölü kafası dişleri görünüyordu.. İhtiraslarının çılgınlığı, yaşamını ıztırap girdabına çevirmişti.Küçük zevklere ömrünü vermişti. Ulann nerden geldiniz üşüştünüz beynime. Yarın oruçluyum. Ramazan iyidir. ''Ramazan da nefis anlar ki, kendisi malik değil, memlüktür; hür değil abddir'' Kim demiş: Said Nursi...saat: 5:35 Yat ulen ! Beyninin tasına başlatma...

- çok yazmak istiyorum alabildiğine yazmak ama aklıma bir şey gelmiyor ,geliyor da gelmiyor, gördüm ama görmedim!! Güzel şeylere değinmek içte, cifit gibi duran pislikten arınarak demek istiyorum ama olmuyor. belki olabilir. Didaktizmden uzak, yalın. İnsan ruhu gibi hapis bulunduğu yerden, fırsatını bulunca kaçmak gibi olan. Kekliğin boynundaki siyah halkaya tutunan. Yağmur kuşundan medet uman. Güzel be olabilir gibi. Bir gece kağıdı kalemi elime alıp akla geleni yazmak yazım kurallarını hiçe sayıp yazmak sabaha kadar yazmak. evet evet !!!

bir blog takip ettim üzüldüm. üzülme be oğlum sahip olmak istediği o mevkiye ulaşamadı diye üzülebilir sizleride üzebilir ama o mevki en nihayet mevki midir.? belki daha güzeline onu daha mutlu edenine kavuşur. hayat tek düze midir? nelerin neyin içinde gizli olabileceğini kim bilebilir .hayat mısır kocanı gibi kat kat !  sabır kesin istiyor- haksızlığa uğrasakta- '' Madem   hayat Esma-i Hüsnanın nakışını gösterir; Hayatın başına gelen herşey güzeldir. Mesela: Gayet zengin , nihayet derecede sanatkar ve çok sanatlarda mahir bir zat, sanat eserini, hem kıymettar servetini göstermek için adi bir miskin adamı modellik vazifesini gördürmek için bir ücret karşılığında en güzel elbiseleri giydirir onun üstünde değişikler yaptırır uzaltır kısaltır. Acaba ücretli miskin adam o zata 'Bana zahmet veriyorsun , kısaltmakla güzelliğimi bozuyorsun diyebilir mi?                                                                                                            Said Nursi Yirmial

    Bir insan düşünün kandırılabilinir fakat asla kandırmaz.Hiç yalan söylemez. Cimri olabilir fakat gerektiğinde verebilir. Yerine getiremiyeceği vaadlerde bulunmaz. Çok merhametlidir sivri sineği bile öldürmez.Kendisine yapılan haksızlıklara şahsi olduğundan pek önem vermez. Ruhu bedenine esir olmaz. Helal daire geniş olduğundan harama el uzatmaz.. ..Böyle bir profile sahip insan neyi temsil eder?

Evet, bunu pek iyi biliyordum! Ve bu en bedbin düşüncemin benden ahlakça pek farklı bir adam tarafından doğrulanması daha çok içimi burktu. Gerçi her zaman tavsiye eden fakat hürriyeti uğrunda ıztırap çekmesini bilen ve daha iyisi, suratına tüküren adamın iyiliğini istemekte devam edebilen bu kadın tellalına ansızın bir şeyin beni yaklaştırdığını hissettim. Böyle bir hisse çirkefe bulunsa bile ben ruh kuvveti adını veririm. En büyük günahımız olan kini tepmesini bilen adamın birçok kusurlarını affedebilirim. Gittikçe daha iyi anlıyorum ki asıl fenalık, insanın ölçüsüz gururudur, bir hakaretin boşluğunu anlayarak buna aldırmak hususundaki aczimizdir.